top of page

Burak Özdemir Sanat Akademisi Programları

Dersler ve Sınıflar

Piano Close-up

Piyano Dersleri

Sanat Yaşatır​

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat piyano eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

PİYANO TARİHÇESİ

Piyano 1711 yılında İtalya'da Floransa'lı Bartolomeo Cristofori tarafından icat edilmiştir. Hem hafif hem kuvvetli çalınan bir enstrüman olduğu için ismini kuvvetli ses anlamına gelen forte ve zayıf ses anlamına gelen piano terimlerinin birleşiminden almıştır. Bu nedenle asıl adı pianoforte olarak anılmaktadır. Piyano, tuşlu çalgılar kategorisinde yer almakla birlikte standart bir piyanoda 52 tane beyaz tuş ve 36 tane siyah tuş olmak üzere, toplam 88 tuş yer almaktadır. Konsol tipi piyano ve kuyruklu piyano olarak ikiye ayrılır. Ancak günümüzde ekonomik ve ergonomik olmasından dolayı dijital piyanolar da tercih edilmektedir. Piyanonun tuşlarının yanında pedalları da bulunmaktadır. Bu nedenle hem el hem de ayak ile çalınan bir enstrümandır. Piyanonun uzun tuşları fildişi kaplıdır, doğal sesleri verir. Kısa tuşlar ise abanozdan yapılır, yarım sesleri verir. Beyaz tuşlar doğal notaları, siyah tuşlar değişimli notaları çıkarır. Piyanon genel çalışma prensibi tuşa basılmasıyla birlikte mekanizmada bulunan keçe ile kaplı çekicin ait olduğu tele vurması ile ses çıkarmasına dayanır.

keman.jpg

Keman Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile birebir olarak ayda 4 saat keman eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

KEMANIN TARİHÇESİ

Kemanın ilk ortaya çıkışının, telli-yaylı aletlerin kaynağı olan insanlık tarihinin başlangıcında, insanoğlunun yaşamak amacıyla yaptığı yay ve ok olduğu belirlenmiştir. İnsanoğlunun yayın telini gerip bıraktığı zaman belli bir yükseklikte ses dizisi duyması tellerin sayısının artmasına sebep olmuştur. Ortaya ilk başta Litra, Bandura sonralar keman ailesinden olan Fidel ve Rebek ortaya çıkmıştır. Uzun süren gelişim sürecinde keman yapımında önemli aşamalar gerçekleşmiştir.

Keman aletinin gelişimi özellikle 17. yüzyılda büyük aşama kaydetmiştir. İlk keman yapımcıları İtalya’lı Gaspara Da Salo, Andrea Amati, Antonio Stradivarius ve Giüzeppe Guarnerius olmuşlardır.

İlk keman bestecileri Giovanni Gabrieli “Sonat”, Karlo Farina “Kapricio”, Giuseppe Torelli ilk keman konçertoları ile tanınmaktadırlar. Zamanla kemana verilen önem daha da armış ve besteciler kemana özel eserler yazmaya baslamışlar.

Keman bu noktaya ulaşmasında .S.Bach, A.Vivaldi, N.Paganini, C.Tartini, .Biber, E.sai, P.Sarasate gibi bestecilerin eserlerinin büyük etkisi olmuştur.

Günümüzde keman müzik dünyasının vazgeçilmez bir aleti olarak serüvenine devam etmektedir.

klasik gitar.jpg

Klasik Gitar

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile birebir olarak ayda 4 saat klasik gitar eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

KLASİK GİTAR TARİHÇESİ

Gitarın ilk atası Orta Asya'da yapılmış olan uddur. İlk başlarda ud gibi olurken Orta Asya'dan göç edip Avrupa'ya giden Orta Doğu Türkleri udu değiştirip başka bir hal almasına neden olmuştur. Gitarın ilk örnekleri İspanya'da ve parmakla çalınırdı.Daha sonra gitara 5 tel takıldı, daha önce sayısı az olan perdeler 10'a çıkarıldı. Teller pesten tize doru "la-re-sol-si-mi" olarak akortlanmaya] başlandı. 18.yy'ın sonlarına doğru pes tarafa kalın bir "mi teli" daha eklenerek tel sayısı 6 ya çıkarıldı.
Daha sonra 19. yy. ortalarında Antonio de Torres enstrümana yeni bir biçim verdi. Enstrümanı daha belirgin bir hale getirdi (büyüttü ). Vidalı burgular takıldı; saptaki perde sayısı (fret arttı; sesi güçlendi, göğüs içindeki balkonlar tek bir merkezden çıkan seslere daha net yön verir oldu.
Daha sonra da gitar şekil olarak değişimlere uğradı. Folk ve caz müziğinde kullanılan gitarlara çelik teller takıldı. 1920 yılında elektro gitar doğdu. Elektro gitar sayesinde gövde rezonans kutusu olmaktan çıkmış enstrümanla dinleyici arasına, amplifikatör denen elektronik bir yükseltici girmiştir. Elektronik gitar doğduktan sonrada Gitarın çeşitleri artmaya başlamıştır.Kendi üzerinde Amplifikatör bulunduran gitarlar,12 telli gitarlar, çiftli gitarlar(üstte 12 telli altta 6-7 telli), 7 telli gitarlar, perdesiz gitarlar, Headless(kafasız) gitarlar çıkmıştır.

elektro gitar.jpg

Elektro Gitar

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat elektro gitar eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

ELEKTRO GİTAR TARİHÇESİ

Hiç kuşkusuz 20. ve içinde yaşadığımız yüzyılın en popüler enstrümanlarından biri olan elektro gitar, bu popülerliğini popüler müzik formları içindeki yaygınlıgı ile elde etmiş olmasına rağmen, ilk endüstriyel popüler müzik formları olarak görülebilecek Swing dönemi içinde büyük Big Band orkestralarında bugün olduğu kadar  yaygın değildi. Zaman içinde ses sitemlerinin gitar amfilerini ve direk kendisi üzerinde yapılan yeniliklerle özellikle 1950'li yılların ortalarında Rock'n'Roll ve Blues müzisyenleri beraber Rock ve Blues müziğinde ana çalgı konumuna yükseldi. Rock ve Blues temelli müziklerin giderek popülerleşmesi Elektro gitarın yaygınlaşmasında önemli etkenlerdir. Lloyd Loar, keman üzerinde bulunan f deliklerinden ilham aldığı gövde yapısın boş olduğu gitarlar, daha sonra Les Paul tarafından tasarlanan Gibson ve Fender firmlarının seri üretime geçtiği dolu gövdeli gitar tasarımlarına bıraktı. Bugün bu form, Gibson fiması tarafından Les Paul etiketi altında hala üretilirken, Fender firmasının klasikleşmiş Telecaster ve Stratocaster üretimleri bu mantığa dayanmaktadır. 

Katı ve oyulmamış gövdeye sahip olan elektro gitarda tellerden gelen ses manyetikler tarafından elektrik sinyallerine dönüştürülüp yükselticiye yollanır. Genellikle pena ile çalınır. Manyetiklerin titreşimi algılayabilmesi için çelik tel kullanılır.
Elektrogitar çok basit bir tanımla tellerin titreşimini gövdesinde bulunan manyetikler sayesinde elektriğe çeviren ve böylece amfiye bağlandığında yüksek miktarda ses alınabilen gitardır.

Gövde, manyetikleri, sesin tonu ve seviyesini ayarlayan kontrol devrelerini içeren ve tellerin bir ucunun bağlandığı bölümdür. Teller, köprü adı verilen metal bir donanım üstünden geçerek ya gövdeye doğrudan ya da köprünün kendisine bağlanmaktadır. Tellerin hemen altında, köprüyle sap arasında yer alan, tellerin mekanik titreşimini elektriğe çeviren manyetikler vardır. Ayrıca yine gövdedeki manyetik seçici anahtar, sesin rengini deştirmek için istenilen manyetik veya manyetiklerin seçilmesini sağlar. Gövdenin sapla birleştiği yerin alt taraf, sapın gövde içindeki perdelerine kolay ulaşılması için, içeri doğru oyuk olarak yapılabilir (Single Cutaway). Bazı gitarlarda bu oyuk hem altta hem de üstte olabilmektedir (Double cutaway). Gövdenin sekli, gitar oturarak veya ayakta çalınırken en iyi dengeyi sağlayacak şekilde tasarlanır. Daha çok rock müzikte kullanılır.

san egitimi.jpg

Şan Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmenler tarafından verilen aylık 4 saatlik şan eğitimi ve 4 saatlik solfej eğitimi ile hayallerinizi gerçeğe dönüştürün.

ud.jpg

Ud Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat ud eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

UDUN TARİHÇESİ

Türkiye’nin yanı sıra, Tunus, Fas ve Cezayir de dahil olmak üzere bütün Arap ülkelerinde, İran’da ve Ermenistan’da aynı adla kullanılan iri gövdeli, kısa saplı lavta cinsinden telli çalgı. (İran’da barbat adıyla da bilinir.)

İnsanoğlunun yaptığı en eski telli çalgılardan olan udun atası sayılabilecek ilk çalgıların, Eski Mısır’da (İ.Ö. 1320-1085) yapıldığı sanılıyor. Çünkü, bu dönemden kalma kilden kabartmalardan birinde uda benzer bir çalgı betimlenmiştir. Olasılıkla, antik ud gibi bu yeni ud da tek bir ağaç parçasından oyularak yapılıyordu ve gövdesi bugünkü  udunkinden daha küçüktü; göğsü ise deridendi. İranlılar bu çalgıya barbat adını vermişlerdir.

Ud sözcüğü ilk kez VII. yüzyıla ait Arapça metinlerde geçer. Ama sonraki İran ve Arap metinlerinde barbat, ud ve tunbur (tanbur) terimleri birbirine karışmıştır. Farabi’nin ud çaldığı ve çalgıda bazı değişiklikler yaptığı bilinir. Bunların en önemlisi, udun, dörtlü aralıklarla akortlanan dört teline eklediği beşinci teldir.

Udun sapındaki, Farabi döneminde de korunmuş perdeler, X. yüzyılın sonuna doğru terk edildi. Ud, önceleri tahtadan bir mızrapla çalınırdı. Endülüslü ünlü müzisyen Ziryab (IX. yüzyıl), bunun yerine kartal teleğinden mızrabı yerleştirdi. Günümüzde ise, genellikle esnek plastikten mızraplar kullanılmaktadır.

Daha önce de çeşitli dönemlerde kullanılmış olmakla birlikte, asıl XIX. yüzyılın ikinci yarısında kesin olarak klasik Türk müziği çalgıları arasına giren ud, günümüze değin birçok virtüoz tarafindan değişik üsluplarla çalınmıştır.

kanun.jpg

Kanun Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat kanun eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

KANUNUN TARİHÇESİ

Türkiye'nin yanı sıra, Kuzey Afrika ve Orta Doğu ülkelerinde, İran, Özbekistan, Ermenistan, Makedonya, Kosova ve Yunanistan'da da kullanılan kithara cinsinden çalgı. Müzik aletlerini sınıflayıp inceleyen organolojide kithara, bir kasa üzerine uzundan kısaya doğru sıralanıp gerilmiş tellerin “açık” olarak titreştirilmesiyle ses veren çalgıların ortak adıdır. Türkiye, İran ve bütün Arap ülkelerinde kullanılan kanun adı, diğer ülkelerde yerini ya Arapça’sının ya da Yunanca’sının türevi olan bir ada bırakmıştır

YAPI: Uzun geçmişi boyunca birçok değişiklik geçiren kanunun temel yapısal özellikleri, günümüzde bütün ülkelerde aynıdır. Ses alanı üç buçuk sekizli kadardır. İcracı, kanunu fildişi mızraplarla çalar.

TARİH: Hemen hemen bütün organologlar, Arapça kanun kelimesinin, Yunanca kanon kelimesinden türediğini kabul eder. Çalgıya adı gibi, geometrik yamuk biçimini de Araplar’ın verdiği sanılıyor.

XIV. yüzyılda kaleme alınmış Farsça bir risale olan Kenzü’t-Tuhaf’ta başka çalgıların yanı sıra, kanunun da çizimi ve sözlü tasviri vardır. Müellif, geometrik yamuk biçiminde gösterdiği kanunun ayrıntılı ölçülerini verir. Risaleye göre çalgının, üçer üçer akortlanan 64 teli vardı. Büyük bestekâr, virtüoz ve nazariyatçı Abdülkadir Meragî (öl.1435), 1418’de yazdığı Câmî‘u’l-Elhân fî ‘İlmü’l-Musiki başlıklı eserinde ve diğer bazı risalelerinde, başka çalgıların yanı sıra kanunu da tasvir etmiştir.

Endülüs aracılığıyla XII. yüzyıla doğru Avrupa’ya da giren kanun İspanya’da caño, Fransa’da canon, Almanya’da Kanon, İtalya’da cannale adını aldı.

En geç XV. yüzyılda Osmanlı müziğinde kullanılmaya başlayan kanunun yapısı zamanla değişmiş, itibarı da kâh artmış, kâh azalmıştır. XVI. yüzyılda İstanbul’da kullanılan kanunun, İran ve Maveraünnehir’de kullanılandan farksız olduğu söylenebilir. Bu, muhtemelen göğsü bütünüyle ahşap olan, metal telli bir çalgıydı. Bu yargıyı teyit eden birkaç minyatür vardır. Uygurlar’ın günümüzde de kullandığı kalun, bu kanunun tek modern benzeridir.

XVII. yüzyıl Osmanlı kanununun biçimi tam olarak bilinmiyor, ama çalgının XVIII. yüzyılın ortalarına doğru, bugünküne çok yakın yeni bir biçim kazandığı kesindir. O dönemde İran’da kanun terk edilmiş olduğundan, çalgıya bugünkü yapısını kazandıran değişikliklerin Türkiye’de ve Orta Doğu’da (Mısır ve Suriye) yapıldığına hükmedebiliriz.

Kantemir’in çağdaşı Levnî, hiçbir minyatüründe kanun çizmemiştir.. Ama Hızır Ağa’nın, 1765-1770 arasında kaleme aldığı sanılan Tefhîmü’l Makamât adlı eserindeki resim, özü bakımından modern kanunu gösteriyor.

Sultan III. Selim’in dönemine ait kayıtlarda hiçbir kanun icracısının adı geçmez. Ama II. Mahmud döneminde (1808-1839) bu çalgı yeniden sahneye çıktı. XIX. yüzyılda ve XX. yüzyılın başlarında kanun, çoğunlukla kadınlar tarafından çalınan çalgılardan biriydi.

XIX. yüzyılın ikinci yarısında kanun İstanbul’da oldukça rağbetteydi. Profesyonel müzisyenlerin oluşturduğu çalgı takımları, kanunsuz düşünülemezdi.

Disassembled Clarinet

Klarnet Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat klarnet eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

KLARNETİN TARİHÇESİ

Klarnet tarihi 19. yüzyılda Chalumeau (Şalümo) adıyla orkestralarda icra edilen bu nefesli saz klarnetin atasıydı. Fransızcadan gelen bu isim nefesli sazların genel adıydı. Aynı yüzyılda Denner adlı çalgı yapım ustası Şalümo’yu geliştirerek bugünkü sisteme doğru ilk adımı atmıştır. 18. yüzyılda keşfedilen enstrümanın orkestraya dâhil edilmesi 1750 yılında olmuştur. 1800’lü yıllarda klarnetin oda orkestralarında yaygınlaşmasında Mozart’ın rolünün büyük olduğu bilinmektedir. 1812’de Paris Konservatuarı’nda öğretim üyesi olan Ivan Müler klarnete farklı mekanikler ekledi. Müller’in 13 tuşlu hale getirdiği enstrüman Denner’in sistemine göre daha karmaşıktı. 1840 yılında ses sistemleri için metal tuş mekanizması flüt ve obua’da olduğu gibi klarnette de kullanılmıştır. Paris Konservatuarı Klarnet bölümü öğretim üyesi Klose Boehm Sistemini klarnete uyguladıktan sonra 1860 yılına kadar enstrüman üzerinde mekanik gelişmeler devam etti. 1900- 1925 yılları arasında klarnet artık radyo ve stüdyo kayıtlarında önemli yer tutmaya başladı. Perde sistemlerinin esas amacı akustiğin daha kaliteli elde edilmesi yönünde idi. Şalümo ile 1600’lerde 1,5 oktav ses genişliğiyle yola çıkan klarnet Mozart’ın konçerto ve Quintetlerinde yumuşak ve koyu sesiyle klasik, caz ve pop orkestralarının vazgeçilmez nefesli sazı olarak bugün konservatuarlarda eğitim metotlarında ve müzik literatüründe yerini almıştır.

Sheet Music

Solfej ve Nota Eğitimi

Burak Özdemir Sanat Akademisi olarak, öğrencilerimizin yoğun yaşamlarını göz önünde bulundurarak hazırladığımız birçok seçenek sunuyoruz. İhtiyaçlarınızı nasıl karşılayabileceğimizi öğrenmek için idari ofisi arayıp randevu alabilirsiniz.

bağlama.jpg

Bağlama Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat bağlama eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

BAĞLAMANIN TARİHÇESİ

a. Divan Sazı (Meydan)
b. Bağlama
c. Tambura
d. Cura

a. Divan Sazı: Bağlama ailesinin ebad olarak en büyük sazıdır. Meydan sazı da denir. Aşık meclislerinde aşıkların birbirlerine meydan okumasıyla ilgili düşünülmektedir. Yine huzurda yeni Divan'da çalınmış olması nedeniyle Divan Sazı adını almış olduğu söylenir.

b. Bağlama: Ebad itibariyle divan sazından küçük tamburadan daha büyüktür. Bağlama üzerindeki perde sayısı özellikle şehir merkezlerinde köylere oranla fazlalık gösterir.

c. Tambura: Tambura bağlamadan küçük curadan büyük bir halk sazıdır. Yurdumuzun çok yöresinde karşımıza çıkar.

d. Cura: Bağlama ailesinin en küçük sazıdır. Yurdumuzun her yöresinde rastladığımız cura değişik isimlerle anılmaktadır. Dede sazı, parmak vura, üç telli cura gibi. Divan, bağlama tambura sazlarıyla birlikte icrada bağlama curası, tanbura curası gibi isimler alır.

Bağlama ailesinin içerisinde yer alan yukarıda saydığımız sazlardan başka çeşitli ebadları içeren bağlamalar şu adlarla da anılırlar. Bozuk, çöğür, dımbıra, dombra, dmgıra, bulgari, karadüzen, ırızva, yelteme, köçekçe, iki telli, tamdıra, tombura, dangır gibi..

Bağlama ailesinde en az iki en çok oniki(12) tel bulunur. Bağlama ailesi içerisindeki sazların tezene ile çalınmasının yanında sağ el parmaklarının tellere sürtülmesi ile çalındığı da bilinmektedir. Teke yöresinde parmak curası diye bilinen curaların perdelere sağ elin işaret parmağı ile vurup çekerek yapılan bir çalış tarzı gözlenmektedir. 

Bağlamalarda perde sayısı yöreler göre değişiklik göstermektedir. Ancak günümüzde yapılan pek çok bağlamada bir oktav içinde 17 perde bağlanmaktadır.

BAĞLAMA DÜZENLERİ

Bağlama düzenleri yurdumuzun her bölgesinde değişik şekillerde karşımıza çıkmaktadır. Bu güne kadar "30" civarında düzen tesbit edilmiş durumdadır. Dört ana düzen vardır. Bunlar; Bağlama düzeni, Bozuk (Kara) düzen, Misket düzeni, Müstezat düzenidir. Ana düzen dememizin sebebi, karar perdesinde volümü güçlendirmek ve ahenk sağlamak ayrıca değişik pozisyon imkânları sağladığı içindir. Bunların dışında kalan bazı düzenlerin isimleri şunlardır: Ferahi Düzeni, Yeksani Düzeni, Hüzzam Düzeni, Abdal Düzeni, Ümmü Düzeni, Fidayda Düzeni, Karanfil Düzeni..

perkusyon.jpg

Perküsyon Grup Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmenler ve aylık 4 saatlik grup dersleri ile hem eğlenin hem de hobinizi gerçeğe dönüştürün.

bateri.jpg

Bateri Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat bateri eğitimi eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

BATERİNİN TARİHÇESİ

Modern anlamda bateri ise 20. Yüzyılın başlarında, Vodvil döneminde ortaya çıkıyor. Fransızca “vurmak” anlamına gelen “battre” kelimesinden dilimize geçmiş olan bateri, bugün bir çok şarkının bel kemiğini oluşturuyor.

Özellikle Jazz ve Rock müzik türlerinin zamanla yükselişinin bateriyi daha da ön plana çıkardığı görülebilir. 

Konu baterinin parçaları olunca, eklemenin ucu bucağı gözükmüyor fakat 6 temel parça bulunuyor. Pes davul (kick), en az bir tom, trampet ve crash-hat-ride 3’lüsünden oluşan bir zil takımı baterinin olmazsa olmazları olarak kabul edilebilir. Günümüzde ise alanında iddialı çoğu profesyonel davulcunun baterileri ise on hatta yirmi parçayı buluyor.

cello .jpg

Çello Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat çello, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

ÇELLONUN TARİHÇESİ

Çellonun atası; 1400’lü yıllarda ortaya çıkan Viola da Gamba’dır. 7 Telli olan, gitara benzeyen fakat yay ile çalınan bu enstrüman zaman içinde gelişerek bugünkü 4 telli haline kavuşmuştur. Yaklaşık 16. yüzyılın başlarında Fransa’da ortaya çıkan çellonun orta kısmında, diğer yaylı enstrümanlarda olduğu gibi F harfini anımsatan iki adet ses deliği bulunur.

Viyolonsel ismiyle de bilinen çello, keman, viyola ve kontrbasın da içinde bulunduğu

yaylı çalgılar ailesindendir. Şekil itibariyle birbirine çok benzeyen bu enstrümanların en büyük farkı boyutlarıdır. Kemana nazaran kalın (bas) perdedeki ses yapısı, tellerin yapısı ile doğru orantılıdır ve kemandan sonra insan sesine en yakın ses yapısına sahiptir. Kontrbasa göre ise küçük yapıda olan ve oturarak çalınan çellonun telleri viyola ile benzer yapıdadır.

Başlangıçta, ortaya çıkış amacı orkestralardaki bas seslerini desteklemek olan çello, 18.yüzyılın başlarında kendi başına kabul görmeye başlamıştır. Yapısının büyük olması ve diğer enstrümanlara eşlikçi olarak sınıflanması bestecileri de etkilemiş olmalı ki çello için nadir besteci solo eser bestelemiştir. Bu açıdan viyola ile benzer muamele gören çello, çoğunlukla keman için yazılan eserlerin sonradan düzenlemeleri ile öne çıkmaya başlamıştır. Bu besteciler arasında Vivaldi ve Haydn istisnadır. Özellikle Vivaldi’nin çello için yazdığı 25’in üzerinde eseri mevcuttur. Sonraki yıllarda, Dvorak, Schumann, Brahms, Elgar gibi besteciler de çello için önemli eserlere imza atmışlardır.

Çello’yu bugünkü bilinen haliyle tasarlayan ilk kişi, ünlü enstrüman yapımcısı Amati ailesinden; Andrea Amati’dir.

Flute Player in Orchestra

Yan Flüt Dersleri

Sanat Yaşatır

Alanında uzman eğitmen kadrosu ile bire bir olarak ayda 4 saat yan flüt eğitimi, 4 saat solfej ve nota eğitimi alın. Hayalinizi gerçeğe dönüştürün.

YAN FLÜT TARİHÇESİ

Batı müziğinin en popüler çalgısı olarak bilinen yan flütün Çin’de M.Ö. 900 yılından beri kullanıldığı bilinmektedir. Avrupa’ya ise 12. yüzyılda Almanca konuşulan bölgelerde, askeri bandolarda kullanılmak üzere girmiştir. Bir zamanlar yan flüte “Alman flütü” denmesinin başlıca sebebi budur. Esas olarak orkestralarda kullanılmaya ise 16. ve 17. yüzyıllarda başlanmıştır. Yan flüt, ilk zamanlar şimdiki gibi 3 parçadan değil, tek parçadan ve sadece 6 delikten oluşmaktaydı. 1600’lerde, birbirine bağlı 3 parça olarak yeniden tasarlandı. Zaman ilerledikçe flüte daha fazla tuş eklenmeye başlandı. 19. yüzyılın ortalarına kadar flütün ortasındaki delikler parmaklarla kapatılarak ses elde ediliyordu ve daha iyi ezgi kazanmak için bu deliklerin birbirine uzak olması gerekiyordu. Bu sayede Alman flütçü Boehm, 1832 yılında fizik ve sanat bilgisini birleştirerek, bugünkü modern flüt sistemini geliştirdi. Yan flüt bu sebeple Boehm(böhm) flüt adıyla da bilinir.

temel oyunculuk.jpg

Temel Oyunculuk Eğitimi

Sanat Yaşatır

Sezer Soykök yönetiminde haftalık 4 aylık 16 saatlik derslerle Temel oyunculuk eğitimi.

yaratıcı drama.jpg

Yaratıcı Drama

Sanat Yaşatır

Yeşim Demirok yönetiminde haftalık 2 aylık 8 saatlik grup dersleri ile çocuklar için Yaratıcı drama  eğitimi.

Sheet Music

Konservatuar ve GSL sınavlarına hazırlık kursları

Sanat Yaşatır

Tüm konservatuar ve Güzel Sanatlar Liselerine hazırlık kursları uzman eğitmenler tarafından her okulun kendi sınav sistemine uygun şekilde yapılmaktadır.

satranc.jpg

Çocuklar İçin Satranç Dersleri

Sanat Yaşatır

Satrancın akademik performans ile doğrudan ilişkili olduğunun ortaya çıkması, eğitim sisteminde önemli bir yer almasını sağlamıştır. Satranç çocukların yeteneklerini farkına varmalarına, geliştirmelerine ve zekalarını daha etkili bir şekilde kullanmalarına da katkıda bulunmaktadır. Bunların yanı sıra satranç çocukların planlama, seçenekleri değerlendirme, imgeleme, odaklanma, analiz, öngörü ve kuramsal düşünme gibi becerilerinin gelişmesine de yardımcı olmaktadır.
Haftalık 1 aylık 4 saatlik grup dersleri ile sizde dünyanın bu en eski akıl ve strateji oyunu ile çocuğunuzu tanıştırın...

Zeytinlik Mahallesi Fazıl Paşa sokak No14/1 daire 12 Bakırköy İSTANBUL

02129747454 - 05426144345

Abonelik Formu

Gönderdiğiniz için teşekkür ederiz!

  • Instagram

©2021 Burak Özdemir Sanat Akademisi

bottom of page